Hanoi'den kalkan uçağımız bir saatlik yolculuktan sonra Danang havaalanına vardı. Sırada 3 günlük Hoi An gezisi var.
An Bang |
Hoi An'da kalacağımız oteli Saigon'dayken buluştuğumuz arkadaşlarımız tavsiye etmişlerdi. Gelmeden iki gün öncesinden oteli arayıp rezervasyon yaptık ve bizi havaalanından alması için otelin şoförünü ayarladık. (Bu otele meğerse çok rağbet varmış az daha yer bulamıyorduk!)
Hoi An'da havaalanı olmadığından ilk önce yakın mesafedeki Danang şehrine uçtuk. Bizi bekleyen araca atlayıp gece yarısı gibi otele vardık.
Butik otelimiz, An Bang Beach Hideaway, Hoi An'a bağlı küçük bir balıkçı köyü olan An Bang'da.
Biraz ıssız ve sapa bir girişi var otelin, dar sokaklara araç girmiyor, o yüzden araç bizi ana yolda indirdi daha sonra otelin bekçisi gelip bizi karşıladı ve otele kadar karanlıkta yürüdük. (Taksiyle gidilirse girişini bulmak zor olabilir.)
Çok güzel bahçe içindeki iki villadan birinin ikinci katındaydı odamız. Yerel mimariyle dekore edilmiş odayı görünce çok beğendik. Bekçiden başka kimse yoktu ortada, o da hoşgeldin kokteyllerimizi ikram edip ayrıldı. Gece yarısı olmuştu gözümüzden uyku akıyordu, yorgunluktan kendimizi direk yatağa attık.
Sabahleyin odanın içine dolmuş çok güzel bir güneşle uyandık. Odanın harika bir balkonu var ve bahçeye bakıyor. Tropik ağaçlar sanki balkonun içindeler.
Kahvaltıyı odamıza getirdiler. Balkonda kahvaltının keyfini çıkarırken üç günlük Hoi An planımızı da yaptık. Sonra doğru sahil...
Çok sessiz sakin upuzun bir kumsal karşıladı bizi. Otelin tarafında tesis yoktu; bir kaç şezlong, şemsiye ve yarım küre şeklindeki balıkçı kayıkları vardı.
An Bang - balıkçı kayığı |
Biraz kumsalda oyalandık; güneşlendik, okyanusta yüzdük, kayıkların fotoğraflarını çektik, acıkınca da yiyecek bir yerler için keşfe çıktık.
Kumsal boyunca yürürken ileride bitişik nizam beach clublar göründü. 500 metre gerideki balıkçı köyü görüntüsünden çok farklı sahilin bu tarafı.
Yanyana bir sürü tesis varmış, aralarından gözümüze hoş görünen Soul Kitchen'a girdik.
Temiz gözüküyor, güzel müzik çalıyor, yerler yemyeşil çim, bizim Ege sahillerimizde gördüklerimizden çok farklı değil. Ortamı ve yemekleri çok beğendik, okyanusa karşı biraz keyif yaptık...
Soul Kitchen Cafe |
Soul Kitchen Cafe |
Akşama doğru otelimize dönüp akşam yemeği için hazırlandık. Arada, bir sonraki gün My Son harabelerine gitmek için otelden araç ayarladık.
Sonra da akşam yemeği için şehir merkezine gitmeye karar verdik. An Bang köyü Hoi An şehir merkezine araçla 5 dakika mesafede; otelde ücretsiz bisikletler ve kiralık motorsiklet de var. Motorsiklet kiralayabileceğimizi duyunca hadi dedik (motorsiklet ehliyeti gerekiyor aslında ama buralar köy sessiz sakin olur deyince görevli hanım biz de hemen atladık).
Harika bir manzara eşliğinde merkeze geldik. Şehir merkezine girişte hemen sağdan soldan otoparkçılar seslenmeye başladı. Kaldırımı tutan motor parkına çevirmiş, müşteri çekmeye çalışıyorlar. Şehir merkezine akşam araç girişi yasak, o yüzden bir yerlere bırakmak gerek ama kenara köşeye bırakırsak çalınma riski var diye biz de köşe başını tutmuş yaşlı teyzeye tav olduk. Turistlere ilk yüksek fiyat veriyorlar, neyseki oteldeki görevli kız bize ortalama bir fiyat söylemişti. Pazarlığımızı yaptıktan sonra motoru bırakıp merkezde yürümeye başladık.
Denizden içeride dere boyunca yerleşmiş, sevimli, güzel bir yer Hoi An. İlk önce eski merkezi dolaştık; müzeleri gezmek için bilet aldık, birkaç küçük müzeyi ve Japon köprüsünü gezdik. İyice acıkınca da otelden çıkmadan yer ayırttığımız Tripadvisor yorumlardan iyi not almış Morning Glory'e gittik. Nasıl kalabalık bir yer, duyan gelmiş! Vietnam yemekleri servis ediyorlar, menüde yok yok. Ne var ki pek memnun kalmadık; menü zengin ama yemekler methedildiği gibi değil, mekan da çok kalabalık.
Yemekten sonra biraz daha şehrin sokaklarında gezinip, çok geç olmadan otelimize döndük. Sabah 5'te kalkıp My Son'a gideceğimizden erkenden yattık.
Hoi An Old Town |
Hoi An - Japanese Bridge |
Hoi An |
My Son harabeleri 4.yüzyıl-14.yüzyıl Champa imparatorluğundan kalma Hindu tapınaklarından oluşuyor.
Harabeler An Bang'a araçla bir, bir buçuk saat mesafede. Gün içinde hava çok sıcak olacağından sabah erkenden gitmeye karar vermiştik. Sabah saat 5'te kalktık, hazırlandık, 6'da otelin aracına binip yola koyulduk. Saat 7 buçuk gibi de My Son'a vardık.
Zamanında Champa krallarının dini törenleri için kullandıkları bu bölge daha sonra Viet'lerin ele geçirmesiyle kaderine terk edilmiş. Vietnam-Amerikan savaşı sırasında ise bombalanmış ve çok fazla zarar görmüş. Şimdilerde yeni alınan fonlarla tekrar eski görkemine kavuşturulmaya çalışılıyor. Saat 9'a kadar yeşillikler içindeki mabetlerin arasında dolaştık, bilgi edindik, bol bol resim çektik. Hava iyice ısınmaya başlamıştı ki otele doğru yola çıktık, 10 gibi otele vardık.
My Son Sanctuary |
My Son Sanctuary |
My Son Sanctuary |
My Son Sanctuary |
My Son Sanctuary |
Kahvaltıda Vietnam usulü çorba 'Pho' vardı; kahvaltıda çorba nasıl olur dedim, et suyuna taze otlu pirinç eriştesi çorbası (!), gayet güzel oluyormuş.
Sonrasında doğru kumsala koştuk. O gün sahilde geçti, öğlen yemeğini bu sefer White Sail'de yedik. Sahil yine çok güzeldi, yemek çok güzeldi...
An Bang - White Sail Cafe |
Kocaman hindistancevizim |
White Sail Cafe |
Akşam tekrar şehir merkezine gitmek için motorumuza atladık.
Şehir merkezine vardık, park için kaldırımın birinde pazarlık yaptık, park ettik, dükkanları dolandık, Hong Phuc restoran'da muz yaprağına sarılı balık yedik, pek beğenmedik, artık otelimize dönelim derken de sağanağa yakalandık...
Bu sağanak Hoi An gezimizin en unutulmaz kısmı oldu. Durmak bilmeyen yağmuru bir saat bekledikten sonra yola koyulmak zorunda kaldık (yağmur sabaha kadar yağmış). O sağanakta, motorla, diz boyu sel almış yollardan geçerek nasıl otele vardık bilmiyorum. On dakikalık yolu bir saatte gittik.
Hoi An şehir merkezi |
Hoi An'daki üçüncü günümüzde yine erkenden saat 6'da kalktık. Otel görevlisiyle mahalle pazarına gittik. Pazarlar saat 5 gibi kuruluyor, herkes sıcak basmadan erkenden gidip taze ürünleri kapmak istiyormuş. Hatta saat beşte kalkabilseydik sahile gidip balıkçıların denize açılmalarını seyredecektik. Tabii beşte kalkamadık ve pazarda kalanlarla yetindik, tropik meyvelerden aldık: lychee, pomelo, chom chom, mangosteen.
Kahvaltıdan sonra saat 9 gibi otelden ayrıldık. Otelin aracıyla Danang havaalanına doğru yola çıktık. Yol üstündeki Mermer Dağlar'ını gezmek istiyorduk ama yeterli vaktimiz olmadığından dağın eteğinde durup hızlıca fotoğraf çektik, hediyelikçiden mermer birşeyler alıp tekrar yola koyulduk.
Ve Danang havaalanından saat 11 gibi yola çıkan uçakla öğle saatlerinde Saigon'a vardık.
Mermer Dağları / Marble Mountains |
We chose to fly to Danang since it is hour and a half away from our next destination, Hoi An.
The three
days we spend in Hoi An were great. We stayed in An Bang Beach Hideaway and
just like its name it was a real hideaway. We totally liked the area,
especially the small fishermen's village of An Bang.
Before
coming we arranged the hotel car to take us from the airport and glad we did
because the hotel is in a rural area and the car leaves you on the main road so
you need to walk through the narrow streets till the hotel. It can be a problem
with a taxi if they don't know the area. When we arrived, it was already
midnight. We quickly appreciated the decoration of the room, the balcony and
the open bathroom (!) and then jumped into bed to get some rest.
In the
morning, breakfast was served in our balcony with a beautiful garden view.
After breakfast, we headed to the beach just a few walks away from the
Hideaway. The beach close to the hotel area was so tranquil with nothing more
than some sunbaths, parasols and fishing boats. We sunbathed and swam till we
were hungry. Then we walked on the beach some 500 m. and came across with a few
beach clubs and restaurants. We decided to have lunch in Soul kitchen and it
was just great; the ambiance, the music, and the food. After a lovely day, we
headed back to the hotel to get ready and to go the Hoi An city center for
dinner. City center is 5 minutes away by car or you can also rent a bicycle or
a motorbike. So we took the motorbike, went to Hoi An, walked around the old
town and then went to Morning Glory for dinner. Lots of Vietnamese food and
lots of people, it has good online reviews but we found it average in general.
Next day,
we woke up at 5am to go to My Son Sanctuary (We arranged the hotel car the day
before. It gets hot during the day so it is better to go early.) We left around
6am and arrived to My Son like 7:30am. The Champa kingdom used this area
between 4th-14th centuries for their religious ceremonies. After the conquest
of the area by Viet, the sanctuary fell into disuse and was forgotten. And
later, during the war, many historical buildings were destroyed. We walked
around the ruins in the forest and informed ourselves with its history. We left
the area around 9am, went to the hotel for breakfast and then run to the sea...
Whole day
at the beach, swimming, tanning, having lunch in White Sail (so good!) and
enjoying the great weather.
When the
sun went down we went to Hoi An, walked around the streets, did some shopping,
had dinner in Hong Phuc restaurant (fish wrapped in banana leaf sounds great
but did not taste that well), and just before leaving we had the rainfall... It
was one of the most unforgettable moments of our trip. We were totally wet, the
roads were flooded with water, and luckily we managed to go back to the five minutes
away hotel in one hour.
After an
exciting and hectic night, we woke up early in the morning, went to see the
local market, did some tropical fruit shopping, had a lovely breakfast in our
balcony and then at around 9am left the hotel to go the Danang airport, like
11am headed for our next destination, Saigon.