Ne var ki, evdeki hesap çarşıya uymadı, İnaltı'ya yaklaştıkça kendimizi gri yağmur bulutlarının arasında bulduk.
Bir de üstüne, çalışmadan dolayı bozulmuş yolda hoplaya zıplaya ilerleyince çoğunluk kararıyla göl ve mağara ziyaretinden vazgeçtik.
Buralara kadar gelmişken Ayancık'a uğramadan dönemezdik. Aşağı yukarı 40 dakika süren orman manzaralı yoldan sonra Ayancık tepesinin eteğinde, açık denize karşı kurulmuş ilçe merkezine vardık.
Sabahtan beri kayda değer birşey yapmamış olsak da epey zaman geçmişti, tahmin edersiniz ki acıktık. Merkezde biri iki kişiye sorduk, Kasım Ustanın yerini methettiler. Yiyince biz de hak verdik, kuyu kebabı çok lezzetliydi.
Günün sonunda doğa meraklıları için biçilmiş kaftan denen Akgöl ve İnaltı mağarasına gidemesek de maviyle yeşilin buluştuğu Ayancık'ı görüp harika kuyu kebabı yemiş olduk.
